Yaptığı başarılı operasyonlar ve yenilikçi çalışmalarla adından sıkça söz ettiren Harran Üniversitesi Hastanesi, "Girişimsel Radyoloji Ünitesi" ile Hemoroid (Basur) hastalığının tedavisinde ameliyatsız anjiografi yöntemini uygulayarak, hastaların sağlığına kavuşmalarını sağlıyor.
Harran Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Eyüp Kaya ve Doç. Dr. Veysel Kaya, bölge halkına sundukları girişimsel radyolojik işlemlere bir yenisini daha eklediklerini açıkladı.
HEMOROİD HASTALIĞINA AMELİYATSIZ TEDAVİ
Hemoroid (Basur) hastalığının tedavisinin ameliyatsız anjiografi ile uyguladıklarını belirterek tedavi hakkında bilgi veren Dr. Kaya, “Halk arasında basur olarak bilinen toplardamar genişlemesi ile karakterize hemoroid hastalığı, yaygın görülen bir sağlık problemi olup hastaların hayat kalitelerini ciddi derecede olumsuz etkilemektedir.
Hastalığın mahrem bölgede bulunması, cerrahi tedavilerin genel itibari ile anüs yoluyla uygulanması ve cerrahi sonrası sürecin konforsuz olması nedeniyle, hastalar genellikle tedaviden kaçınmakta ve çaresiz bir kabulleniş ile hastalıkla kalitesiz yaşamlarına devam etmektedirler.
Tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, artık hemoroid hastalığı da, anüs bölgesiyle herhangi bir temas olmaksızın, tamamen anjiografik yöntem ile lokal anestezi eşliğinde, kasıktan bir iğne aracılığıyla damara ulaşmak suretiyle tedavi edilebilmektedir.
Anjiografi ile tedaviye uygun olan hastalar yaklaşık 30 dk süren işlemden sonra aynı gün taburcu edilmektedir. Sonraki gün normal hayatına dönen hastalar birkaç gün içerisinde şikayetlerinden kurtulmaktadırlar.
Tedavi iç hemoroid olarak tariflenen anüs bölgesi iç kesimi kaynaklı, ıkınma ile belirginleşen ve dışarı çıkan, kendiliğinden, itmek ile yerine dönen veya dışarı çıkıp yerine gönderilemeyen hemoroid hastalığı ve buna bağlı şikayetleri mevcut hastalara uygulanmaktadır. Tedavi daha önce ameliyat olan ve nüks gelişen hastalara da uygulanabilmektedir” dedi.
BÖLGEYE ÇOK ÖNEMLİ HİZMET
Tedavi olan hastalardan Ömer Faruk Görkem de tedavi öncesi durumu, tedavisi ve tedavi sonrası süreç ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
”Yıllardır bu hastalıktan muzdariptim. Daha önce bana cerrahi tedavi önerildi. Ancak daha önce cerrahi tedavi olan tanıdıklardan gördüğüm ve duyduklarım dolayısıyla cerrahi tedaviden korkmaktaydım.
Bölgenin hassas yapısı, enfeksiyon riski ameliyat sonrası erken dönemde dışkılamanın eziyete dönmesi düşünceleri, kanama, uzun süre taharet alamama, ağrı ve abdest ile ilgili sıkıntılarım olmasına rağmen beni durumu kabullenmeye ve tedaviden kaçmaya yönlendirdi. Daha sonra bu tedavi yöntemini duydum. Kanama şikayetiyle hastaneye başvurumda bu tedavinin Eyüp Kaya ve Veysel kaya hocalarım tarafından yapıldığını öğrendim.
Aynı gün beni tedaviye aldılar. Kesi, yara ve yatış ihtiyacı olmaksızın sonraki gün normal hayatıma geri döndüm. İşlem sonrası şikayetlerim tamamen geriledi. Keşke bu tedaviyi daha önceden duymuş olsam ve çoktan tedavi olsaydım. Artık rahat rahat acı ve baharat yiyebiliyorum.
Allah hocalarımdan razı olsun. Bölgeye çok büyük hizmet ettiklerini biliyorduk. Şimdi böyle bir hizmet daha sunuyorlar. Bölge için çok büyük kazanç. Hocalarıma bölgeye sundukları hizmetler dolayısıyla bölge halkı adına teşekkürlerimi sunuyorum.”
YENİLİKÇİ HİZMETLERE DEVAM EDECEĞİZ
Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İdris Kırhan, bölgenin en önemli sağlık tesisi olduklarını belirterek, hastalara son teknoloji ve yenilikçi hizmetler sunmaya devam edeceklerinin altını çizdi.