Süryani araştırmacı ve yazar Yakup Bilge’ye göre Urfa’dan bu kadar türkücü çıkmasında Süryani kültürünün de etkisi olduğu dile getirildi. Yakup Bilge, Hürriyet Gazetesi Kelebek ekine verdiği röportajda “Urfa’nın Süryani kültür hayatında yeri önemli. Halen kullandığımız klasik Süryanice de Urfa’da konuşulan Süryanice. Urfa’da çok güçlü bir müzik üretiyor Süryani kilisesi. Hatta dördüncü yüzyılda orada bir kadınlar korosu kuruluyor.
Bence Urfa’dan bu kadar çok türkücünün çıkması da o Süryani müziğinin etkisi var. Urfa’daki son Süryaniler 1924’te ayrıldı. Avrupa’ya çıkışla birlikte seküler bir edebiyat da yaratıldı, insanlar dini olmayan metinler de üretiyor Süryanice. Müzikte de aynı şekilde. İsveç, Almanya’daki düğünlerde Süryani müziği çalınıyor. “diyor.
Bu arada İstanbul Süryani Ortodoks Metropolitliği Haber ve Kültür Dergisi İDEM’in Kasım 2006 tarihli sayısında, Dr. Serdar Şirazi tarafından hazırlanan “ Süryani Tarihi- Kenanlılar” başlıklı makalede, 4. Yüzyılda Urfa’dan Hindistan’a göç eden 72 ailenin soyundan gelen 500 Bin civarında Urfalı Süryani'nin yaşadığı aktardı.
Dr. Serdar Şirazi 72 Süryani ailesinin Urfa’dan 4. Yüzyılda Hindistan’a göç ettiğini aktardığı makalesinin bir bölümü şöyle;
4.yy da Urfa'dan göç eden 72 ailenin soyundan gelen ve Kenanlı Toma'ya istinaden Kenanlılar (Knonoye - Knanaye) olarak isimlendirilen Süryaniler Süryani Kilisesi'nin ve tarihinin özgün bir parçasını oluşturmaktadırlar
Süryani geleneğine göre Kenanlı (Fenikeli) bir tüccar olan Toma rüyasında Elçi Mor Toma tarafından Birinci Y.Y da kurulan Hindistan Kilisesi'nin kötü durumunu görür ve kilisenin bu durumu onun bu kutsal yolculuğa karar vermesini sağlar. İznik Konsili'nden 20 yıl sonra Kana'lı uluslararası tüccar Kenanlı Toma 72 ailenin oluşturduğu 400 kişilik bir Süryani grup ile Antakya Patriği Mor Ostateos'un talimatı ile Hindistan'ın Malabar kıyılarına gitme hazırlıklarına başlar. Metropolit Urfalı Mor Yusuf ve Kenanlı Toma kafileye başkanlık etmek için görevlendirilir.
İsimleri Bagi, Hadai, Kujalig, Koja, Bukuth, Mugmuth ve Tedmught olarak geçen 7 büyük aileden oluşmakta olan kafile, sadece ailelerden oluşmuyor, kahinler ve şemmasları da içeriyordu. Kafile uzun bir kara yolculuğunun ardından Malabar kıyılarına 3 gemi ile yola çıkar.
Geleneğe göre İlk gemi olan "Babil" de 3 bayrak direği bulunmakta ve bu direklerde Abgar Krallığı'nın, Roma Devletinin ve Kral Davut'un bayrakları dalgalanmakta idi. Mor Yusuf ve Kenanlı tüccar Toma başkanlığındaki kafile MS. 345 yılında Malabar kıyılarında bulunan Kodungallor'da karaya ayak basarlar.
Grup İmparator Cheraman Perumal tarafından yürekten karşılanır. İmparator onları karşılamak için kardeşi Ramavarma ile bakanı Vettathu Mananı gönderir. Kenanlı Toma grubuna Kodungallor da oturma ve ticaret izni verilir.Kodungallor da bir kilise ve 72 konut inşa edilir. Yerliler burayı "Mahadevar Pattanam" (yüksek kent) olarak isimlendirir.
Kenanlı Toma, Metropolit Mor Yusuf ve beraberindekiler burada birçok Malabarlıya Hristiyanlığı müjdeleyip çok sayıda kilise inşa ederler. Böylece Kenanlı Toma ve Urfalı Süryanilerin gelişi bölgedeki Mor Toma tarafından kurulan kiliseyi tekrar tesis ederek güçlendirir.