Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, kazıların 2024 yılında tamamlandığını ve bu yıl özellikle kamusal yapılara yoğunlaştıklarını belirtti.
Karul, “Daha önce büyük ölçüde açığa çıkardığımız kamusal yapı kompleksinde çalışmalara devam ediyoruz.
Burada merkezi bir yapı var ve ona eklenmemiş daha küçük boyutlarda yine kamusal amaçlarla inşa edilmiş binalar olduğunu biliyorduk.
Bunlardan bir tanesinde geçtiğimiz yıl kazıya başlamıştık, bu sene de devam ettik.
Yapının taban seviyesine geldiğimizde bir sekinin üzerinde dikili taşlarla ayrılmış oda gibi bir alanla karşılaştık.
Bu alanın içerisinin kırmızı steril toprakla doldurulduğunu ve bu doldurma işlemine paralel olarak odanın içerisine taş kaplar ve tabaklar bırakıldığını gördük.
Kaplar siyah renkli klorit taştan yapılmış ve üzerleri tümüyle geometri ve hayvan desenleriyle bezenmiş.
Aynı zamanda bu kontekstin içerisinde baton adını verdiğimiz taş nesneler, boncuklar gibi farklı buluntu gruplarıyla da karşılaştık.
Bu kontekstin içerisinde çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemikleri gördük.
Tilkilerin postlarıyla kontekstin içerisine bırakıldığını anladık.
Ama binanın içinde geri kalan bölümünde çok sayıda ateş yerinin olması, büyük boğa boynuzlarının, hatta kafataslarının zemine bırakılmış olması, bu alanın pişirmeyle ilgili bir fonksiyona sahip olduğunu, kamusal yapı kompleksinin parçası olduğunu anlamış olduk.
Yapı içerisinde fırınlara da rastladık. Karahantepe'de açığa çıkardığımız yapının içerisinde çok sayıda ateş yerinin olması ilk kez karşılaştığımız bir ortamı bize göstermiş oldu” dedi.
Prof. Dr. Karul, bu buluntuların, bölgedeki kamusal yapılarla ilgili önemli ipuçları sunduğunu ve daha fazla değerlendirme yapabilmek için zamana ihtiyaç duyduklarını ifade etti.