Abdulkadir İkbal'in Milat gazetesindeki "Said Nursi’nin mezarı ve bilinmeyenler" başlıklı yazısında şu ifadeler yer aldı:
"Merhum Said Nursi Hazretleri’nin kayıp naaşı ile ilgili Gazze’de patlak veren olaylardan hemen sonra 'Mezarı burada naaşı nerede" diye bir pankartı mezarının başına astım. Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce yazarak insanlara hem bir mesaj vermek, hem de dikkatlerini çekmek istedim. Gazze’deki olaylar nedeniyle bu eyleme zaman zaman ara verdim.
Merhum Abdulkadir Badıllı Ağabey ile Urfa Güneydoğu Televizyonunda birlikte olduğumuz bir canlı yayında bu görevi bana tevcih etmişti. Abdulkadir Badıllı Ağabey, Said Nurs-i Hazretleri’nin hayatı ile üç cilt kitap yazmış ve bu hususta çok muhteşem bir araştırma yapmıştı. Son derece müdekkik ve âlim bir zattı. Risale-i Nur'un canlı bir hafızası denilebilirdi.
Merhumun mezarı başında beklerken bir ara abdest almak istedim ve orada bulunan bir gence “çocuklar pankarta zarar veriyor, ben gelinceye kadar bakar mısın? Dedim. Kabul etti, abdest alıp geldikten sonra ne o genç, ne de pankartlar vardı, alıp gitmişti.
Bu sene de Bediüzzaman Said Nurs-i ile ilgili Urfa’nın Dergâh Camisinde mevlit okutulacaktı. Tam namaza durduğumuz sırada bir genç yıldırım hızıyla geldi. Kürtçe ve Türkçe pankartı alıp kaçırdı.
Demek oluyor ki; Kemalizm’e teslim olmuş bazıları hala peşimizde dolaşıyordu. Geçenler de Bediüzzaman Said Nursi’nin kabri ile ilgili Haber Türk Televizyon Kanalında bazı resmi evraklar yayınlandı. Güya Bediüzzaman Said Nursi’nin naaşı Isparta mezarlığında imiş. Merhumun kardeşi merhum Abdülmecit Ünlükul, Kardeşinin, naaşını nakletme talebi varmış ve bu talep üzerine bu işlem yapılmış.
Malum olduğu üzere 27 Mayıs 1960’da askeri bir darbe oldu. Bu darbeden 54 gün sonra bu darbeyi yapanların başka işleri yokmuş gibi, yaptıkları ilk icraatlardan biri Merhum Said Nursi'nin mezarı açılarak naaşı bir başka yere nakledilmiş. Hukuku bilenler bunun ne kadar sahte bir işlem olduğunu hiçbir yoruma gerek kalmadan tereddütsüz ifade ederler.
Çünkü herhangi bir mezarın açılması için ilgili mahkemenin karar vermesi şartı vardır. Mahkeme kararı olmadan hiç bir kimsenin mezarı açılamaz
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Kardeşi Merhum Abdülmecit 'i tehditle bir dilekçe imzalattıklarını biliyoruz. Koca bir General Urfa’ya gelerek, kabir kazılıyor, güya Bediüzzaman'ın naaşı Urfa'dan götürülüyor.
Son günlerde yine birileri devreye girdi ve Bediüzzaman’ın kabri Isparta’da diye bir iddiada bulundu. Devletin resmi kayıtlarını ileri sürdü.
O evrakların tümü sahte değil mi? Bunu bilmeyecek ne var? Said Nursi Hazretleri yirmi sekiz yıl hapis ve sürgün hayatı yaşadı. Eserleri bin defadan ziyade mahkemelere verildi.
Vefatından sonra kemalistler gelip güya kardeşinin talebini yerine getirmek için böyle bir çalışma yapıyorlar. Öyle mi? Bre zalimler! Mezar hırsızları! Vefat etmiş bir insanın mezarından ne istiyorsunuz?
İdam edilen şeyh Said ve arkadaşlarının ve yine idam edilen Seyit Rıza’nın da mezarları yok edildi. Hatta şapka kanununa muhalefetten idam edilen Atıf Hoca’nın mezarı bir kaç yıl evvel bir parkta bulundu. Onların de mezarlarının kaybolması için vasiyetleri mi vardı?
Mustafa Kemal’e de koca bir mahallenin üzerinde Yunan mimari tarzında devasa bir mezar yaptılar adeta bir tapınak haline getirdiler.
Acizane evvela Bediüzzaman Said Nursi'ye bakarım. Merhum sağlığında "Eddai" şiirini yazmış ve ilk mısrada "YIKILMIŞ BİR MEZARIM Kİ YIĞILMIŞTIR İÇİNDE" mesajını vermiştir, tabii Allah'ın rahmetiyle.
Bediüzzaman Said Nurs'i Hazretleri’ni Urfa’dan götürmediler. Dergâh Camisindeki naaşını Urfa’daki askeri şehitliğe naklettiler Bu hususta şahit var. Rahmetli Mahmut Hasırcı vefatından 14 gün evvel bana yerini gösterdi ve bu hususta bir basın toplantısı yaptım.
Aptalca düzmeceler yaparak bu işi kapatmaya çalışıyorlar. Efendim Bediüzzaman demiş ki, beni Isparta veya Emirdağ'ına defnedin. O zaman Bediüzzaman neden Isparta’dan Urfa’ya gelsin. Talebelerine atam Hz. İbrahim'in (a.s.) bir menzili olan Urfa’ya acele beni götürün desin. Bazı kitaplarını, cübbesini, eşyalarını Urfa ya göndersin.
Asıl beni kahreden bir husus, bazı Nur talebeleri Üstatlarının mezarını açıp naaşını çıkaran Kemalistleri adeta görmezlikten gelmeleri.
Bu hamur çok su götürür yürekleri varsa, bir televizyon kanalında karşılıklı sohbet etmeye hazırım."