Bazen bir yaprak gibi teslim olmak gerekiyor akan suyun yolculuğuna.

Bazen bir yaprak gibi teslim olmak gerekiyor akan suyun yolculuğuna. Çırpınmadan tüketmeden kendimizi, varmak gerekiyor ortamın hazzına. Suyun serinliğine, güneşin sıcağına, yol boyu resmi geçit yapan manzaranın keyfine eşlik etmek gerekiyor.
Bazen de sönmekte olan bir balon gibi boşa da olsa çabalamak gerekiyor. Ordan oraya savrulurken deli gibi, geçecek bugünler de deyip teselli bulmak, sonucu kabul etmek gerekiyor. Belki havamız sönecek, belki görüntümüz değişecek ama özümüz aynı kalacak.
Bazen de bir ağaç gibi ayaklarımızla sıkı basıp toprağa, meydan okumak gerekiyor nice yağmura, doluya, fırtınaya. Eğilmeden, bükülmeden uzatmamız gerekiyor başımızı göklere. Dalımız kırana, filizlerimizi yiyenlere, salıncak kurup gövdemizi kökten sarsanlara bile cömertçe sunmak gerekiyor gölgemizi. Kışın ayazını, karın beyazını berekete döndürmeyi bilmek gerekiyor. Affedip onca olup biteni, hiç bir şey olmamış gibi çiçeklerle karşılamak gerekiyor sevdiklerimizi, bizi sevenleri, bizi sevdiğini zannettiklerimizi, hatta sevmeyenleri, taşlayanları, gövdemize kalbimize çentikler açanları. Yemyeşil yapraklarla süslemek gerekiyor kuru zannedilen dallarımızı. Meyveler sunmak gerekiyor kucak kucak, ballı, bol sulu, hoş kokulu.
Görmek okumak gerekiyor hırçınlıkların ardında saklanan huzursuzluğu, suçlamaların ardındaki güvensizliği, nefretin ardına gizlenen kocaman sevgileri, hayal kırıklıklarını...
Bazen bir futbol topu gibi hızla ilerleriz ama amaç da, hedef de, başarı da bizim değildir, sadece araç oluruz birilerinin mutlu olması için. Kader denilen şeye inanmak lazım. O top gibi yuvarlanırken orta yerde ya topa vuranların sevincine, mutluluğuna ortak olacağız, biz de mutlu olacağız ya da her tekmeyle kahrolup, ağlayıp inleyeceğiz.
Zamana, çevremize, şartlara uyup bukalemun gibi renk değiştirmeyi, acıyı kederi bal eylemeyi bilmek gerekiyor.
Bazen direndikçe kırılırız. Azıcık eğilip bükülmek, ortama göre şekil almak, geleni olgunlukla karşılamak gerekiyor.
Yaşamın her anından, her renginden keyf almayı bilmek, öğrenmek gerekiyor. Yaşamak güzel bir yolculuk, bazen akarsuya teslim olan bir yaprak, bazen sönmekte olan bir balon, bazen bir futbol topu, bazen meyve yüklü bir ağaç gibi hissetmek var bu işin içinde. Önemli olan herbirinin yaşama dair olması.
Ne güzel şey yaşamak. Ne güzel şey her duygudan bir parça taşımak.