Urfa bir yandan Kabenin kardeşidir bir yandan mescidi aksanın kardeşidir
Çünkü Urfa o coğrafyanın bir parçasıdır. Arzı mevdut coğrafyasıdır.
Urfa’yı kudüsten ayrı düşünmek mümkün değil.
Fırat Nehri ile Nil de kardeştir mesela.
Bu coğrafya insanlığın en kadim medeniyetlerinin yaşadığı peygamberler coğrafyasıdır.
Urfa aynı zamanda Mekkenin kardeşidir. Yani bugükü kıblemiz yani ilk kıblemiz Urfa’nın kardeşidir.
Hz. Adem Mekke’den kalkıp Urfa’ya gelmişti. Ömrünün yüzde 98’ini Urfa’da geçirmişti.
Hz.İbrahim de Hz.Adem'in geldiği yoldan Mekke’ye gitti.
Kuranı Kerimde Zemzem ne ise Urfa’da da Hz. Eyyüp aleyhü selamın şifa bulması için yıkandığı söylenen su da Zemzemle kardeştir.
Yani Urfa Mekke’nin Kardeşi, Kudüs’ün kardeşidir.
Urfa, aynı zamanda Hz. Musa’nın asasını aldığı yerdir. Asasını Şuayp peygamberden Urfa'dan aldı.
Hz. Musa Mısır’dan kalkıp Urfa’ya gelmiş ve Urfa’dan evlenmişti.
Yine Urfa, Hz Yusuf’un kuyuya atıldığı şehirdir.
Urfa Hz. Lut’un da şehridir. Hz. Lut, Hz. İbrahim’in yeğeniydi.
Yanı demem oki Urfa insanlığın ortak yurdudur.
Bütün insani olan ne varsa başlangıç ve kaynak noktası Urfa’dır.
Sadece Hz. Adem değil.Hz. Nuh da Urfalıydı. Hz. Nuh bu bölgeden kalkıp Hakkari’nin Cudi bölgesine yerleşmiti.
Hz. İbrahim de Urfalıdır. Zaten geriye de kimse kalmadı.
Bu arada Urfa'yı her hangi bir ırka yada her hangi bir inanca götürmek yanlış olur.
Mesela Japon inancının kaynağı da aslında Urfa’dır.
Japonlar için aya, yıldızlara, güneşe tapanlar deniliyor ama aslında aya, yıldıza, güneşe tapmıyorlardı.
Allah’ın nuru aya yıldızlara, güneşe yansıyordu o nur da dünyaya yansıyordu. Dünyada hayat böyle var oluyor, dünyayı da aydınlatan bu nurdur diyorlardı. Yani Japon inancının kaynağı da Urfa’da var.
Sadece bu değil. Batı mesela bugün demokrasiden bahsediyor.
Ama bu demokrasi tartışmasının kaynağı da Eflatundur. Sokrattır.
Peki Eflatun nereli? Çanakkalelidir. Kimin hocası ? Büyük İskenderin. O zaman şu soruyu soralım; Eflatun’nun yazdığı devlet kitabı nerede? Büyük İskender o kitabı Harran’daki astronomi mektebine hediye etmişti.
Şöyle ki; Büyük İskender annesinin adına Harran’da bir kütüphane yaptırmış ve o kütüphaneye de o kitabı hediye etmişti.
Ama üzücü olan Urfalıların ne Aden Köyünden haberi vardır ne Eflatun’dan haberleri vardır.
Sadece Hz. İbrahim aleyhü selamdan söz edilir. Balıklıgölden bahsediliyor. Oradan da söz ederken de bir kültür parkı şeklinde anlatılıyor ve geziiliyor.
Aslında Urfa’yı yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Çünkü bütün insanlığın ortak yurdu olan Urfa. Birçok şehirlerin anası olan da Urfa.
Sadece İslam tarihi açısından değil. Sadece İsrailliler tarafından da değil.
Mesela Hz. İsa daha yaşarken. Hiristiyanlık dini Hiristiyanlık ismini almadan 50 sene önce, Urfa’da Hz. İsa’ya iman eden bir topluluk vardı. Urfa'da Bir kral vardı. Bir devlet vardı.
Dolayısıyla hiç kimse Urfa’yı sıradan bir şehir olarak görmezden gelemez.
Urfa’yı sıradan bir şehir görerek de bir tarih yazmak mümkün değil.
Göbeklitepe aslında Urfa tarihi açısından çok detayda kalan bir tarih. Çok çok sıradan kalır.
Çünkü Urfa, Hz. Ademin, Hz Nuh’un, Hz. İbrahimin, Hz.Lut’un Hz. Musa’nın Hz. Şuayıp, Hz. Eyyüp Aleyhü selamın yurdudur.
O yüzden dünyada yaşayan herkes aslında biraz Urfalıdır.
Hiç kimse bugüne kadar Urfa’ya olan borcunu ödemedi.
İnsanlık Urfa'ya olan borcunu ödemiş olsaydı o zaman Urfa’nın insanlık için değeri daha iyi anlaşılırdı.